Varis-Venöz Yetmezlik Hastalığı
Vücudumuzun her yerinde toplar damarlar vardır. Ancak hepsinde kapak yapısı yoktur. Çünkü toplardamarların görevi kirli kanı kalbe ulaştırmaktır. Kalp seviyesinin aşağısındaki toplar damarlarda yerçekiminin etkisinden dolayı kanı yukarı kalbe doğru gönderebilmesi için kapak yapılarına ihtiyacı vardır. Oysa üst tarafta kan, rahatça kalbe doğru gittiğinden (yer çekimi etkisiyle) bu kapaklara ihtiyaç olmadığından, kalbin üstündeki toplar damarlarda kapak yapısı yoktur.

Bu kapaklar sayesinde aşağıdan yukarıya ilerleyen kan kapakların kapanmasıyla geriye doğru akmaz ileriye doğru yani kalbe doğru yönlenir. Toplardamarlar içerisindeki kan akımının sağlıklı şekilde gerçekleşmesine yardımcı olan kapakçıkların bozulması sonucunda toplardamar yetmezliği (venöz yetmezlik) gelişir. Kan geriye doğru kaçarak bacakların alt kısmında kan göllenir, toplardamar içi basınçta artışa (venöz hipertansiyon) ve varislere neden olur.
Varisler; bacaklarda ağırlık ve yorgunluk hissi, baldırlarda ağrı, gece krampları, şişlik, ciltte kaşıntı, zor iyileşen cilt yaraları gibi yakınmalara yol açtığı gibi, daha ciddi olan damar içi pıhtılaşma ve embolilere de neden olabilir.
Unutulmamalıdır ki venöz yetmezlik yıllar içinde ilerleyen ve ilerledikten sonra ciddi sorunlara yol açabilen ve ileri safhalarda tedavisi de zorlaşan bir hastalıktır.

Evre-1 Evre-2 Evre-3 Evre-4 Evre-5 Evre-6
Yukarıdaki resimde uluslararası varis evrelendirilmesinde kullanılan bir sınıflama olan CEAP sınıflamasıdır. Evre-1 başlangıç seviyesinde evre-6 venöz ülser gelişmesine kadar olan aşamalar görülmektedir.
Tanı:
Venöz yetmezlikte tanı doppler usg ile konulur. Özellikle operasyonu yapacak hekimce tam damar haritalanması yapılması başarı şansını arttırır. Kliniğimizde DR. Varer tarafında her hastamızın ayrıntılı olarak doppler usg eşliğinde muayenesi yapılarak problemli damar, girişim noktaları belirlenir ve hangi tedavinin hasta için en uygunu olacağına karar verilerek planlama yapılır. Başarımızın en önemli sebebi bu yaklaşımımızdır.
VARİS TEDAVİSİNDE KAPALI AMELİYATLARDAN; LAZER, RF, MOCA, BUHAR, ZAMK VS. HANGİSİ EN İYİ YÖNTEM?
Kliniğimizde tüm kapalı ameliyatlar genel veya spinal anestezi uygulanmasına ihtiyaç kalmadan lokal anestezi altında yapılmaktadır. Bu sayede operasyon sonrası hastamız normal hayatına hemen dönebilmektedir. Ayrıca genel ve spinal anestezinin risklerinden hastamız maruz kalmamaktadır. Yöntemler bahsedecek olursak;
Bu tedavilerin içinde, kendisini en çok kanıtlamış yöntemler lazer ve radyofrekanstır (RF). MOCA, ZAMK gibi tedaviler geliştirilmiştir. Bu tedaviler de başarılı tedavilerdir, ancak lazer ve radyofrekans kadar etkili olup olmadıkları bilinmemektedir.
Varis tedavilerinde, bu yöntemlerin hangisinin kullanılacağı konusunda hastaların bir tercihte bulunmaları doğru ve mantıklı değildir, bu hastayı değerlendirdikten sonra hekimin karar vermesi gereken bir durumdur. Varis tedavisinde belirleyici olan hangi yöntemin kullanıldığı değil, işlemi yapan hekimin tanıyı Doppler ultrasonla kendisinin koyabilmesi ve bu tedavileri baştan sona ultrason rehberliğinde kendisinin doğru şekilde yapabilmesidir.